Scholz’den ‘Crocus’ açıklaması: Alman ve ABD istihbaratı saldırıyı önceden biliyor muydu?
Maerkische Allgemeine Zeitung gazetesine demeç veren Scholz, ABD’nin Rusya’yı uyardığı teröristlerin planları hakkında Alman istihbaratının önceden bilgisi olup olmadığının sorulması karşısında “Hayır, ancak ABD istihbaratının elinde muhtemelen ipuçları vardı” yanıtını verdi.
Bu tür bir bilgi alındığında diğer ülkeleri uyarmanın ABD hükümetinin politikasının bir parçası olduğunu söyleyen Scholz, “Onlar kamuya açık bir şekilde uyarıda bulundular. Bu korkunç terör saldırısının her şeye rağmen yaşanması üzücü bir durum” dedi.
‘Ukrayna’ya asker göndermeyeceğiz’
Alman subayların Ukrayna’ya Taurus füzeleri vermeye yönelik planlarının anımsatılması üzerine “Almanya Başbakanı olarak savaş ve barış ile Avrupa’nın güvenliği konularında sorumluluk üstlenmek durumundayım. Bu, Taurus’u da kapsıyor. Ukrayna’ya kararlı desteğin yanında, benim için önemli olan savaşın, yani Rusya–NATO savaşının körüklenmemsi için elimizden gelen her şeyi yapmaktır” diyen Almanya Başbakanı, Ukrayna’ya asker de göndermeyeceklerini vurguladı.
‘Barış her an mümkün’
Ukrayna’yla ilgili barış müzakerelerinin olasılığına ilişkin bir soru alan Scholz, “Şu anda Ukrayna da dahil birçok ülke, güvenlik danışmanları düzeyinde barış sürecine yol açacak bir şeyin nasıl olabileceğini tartışıyor. Ancak bir şeyi açıkça söyleyeyim; barış her an mümkün” karşılığını verdi.
‘Putin’le en son Aralık 2022’de konuştuk’
Almanya Başbakanı, demecinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le son olarak Aralık 2022’de telefonda konuştuklarını belirterek Rus özel askeri harekatı başlamadan birkaç gün önce kendisiyle Moskova’da 4 saatten fazla süren bir görüşme yaptıklarını anımsattı.
Washington’un Moskova’daki saldırıyı IŞİD’in üzerine atma girişimi düşündürücü
Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre’in, Moskova yakınlarındaki terör saldırısını kınayan mesajında, “IŞİD’in yenilmesi gereken ortak düşman” olduğunu söylemesi, Washington’un bu eylemi IŞİD’le ilişkilendirmeye çalıştığı şüphelerini güçlendirirken, militanların Ukrayna sınırına doğru kaçma girişimleri ise soru işaretleri yaratıyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova, Telegram kanalından yaptığı açıklamada Moskova’daki Crocus City Hall’de gerçekleştirilen terör saldırısını IŞİD ile ilişkilendiren ABD’nin bu tavrının unutulmaması gerektiğini dile getirdi.
Zaharova açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Amerikalı yetkililerin Crocus City Hall’de insanları öldüren teröristleri yasaklı terör örgütü IŞİD ile nasıl ilişkilendirdiği unutulmamalıdır.
Artık bu eli kanlı p*çlerin yargılanmaktan saklanmayı hangi ülkede planladıklarını biliyoruz: Ukrayna.
Batılı liberal rejimlerin eliyle on yıldır Avrupa’da terörizmin yayıldığı bir merkeze dönüşen ve aşırılıkta Kosova’yı bile geride bırakan ülkenin ta kendisi.
‘IŞİD, ABD’nin düşmanlarına saldırıyor’
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ABD’nin isteyerek ya da istemeyerek IŞİD’in yaratılmasında rol oynadığını anımsatırken, ABD’nin Kiev rejimi dahil olmak üzere terör örgütlerine verdiği desteğiyle ilgili değerlendirmesini şu şekilde sürdürdü:
Son yıllarda IŞİD’in planlarını değiştirdiğini ve artık ağırlıklı olarak ABD’nin düşmanlarına saldırdığını vurgulayarak bu durumu ‘garip bir tesadüf’ olarak niteleyen Zaharova, “Afganistan’da Taliban’a, İran’da İran hükümetine, Suriye’deki meşru otoritelere ve bize karşı saldırılar düzenliyor” dedi.